Pages

2 Aralık 2008 Salı

neden büyüdüm baba ben?


büyümek ne kadarda zormuş...
bana büyüdüğümü farkettiren onca sebep arasında galiba en çok zoruma giden babamın değişen tavırları ve bana olan güvensizliği...,
ben küçükken babam "benim kızım büyüyünce başbakan olacak" derdi göğsünü kabarta kabarta. başbakan olabilmem mecazi anlamda "benim kızım okuyup büyük işler yapıcak, önemli görevlerde bulunacak, parmakla gösterilen insan olacak" demekti... aradan yıllar geçti... okul bitti. ben idealist bir gazeteci ruhuyla ordan oraya savurdum kendimi... ilkokula başlamadan önce 4 yaşlarımdayken rahmetli dedemin sayesinde okumayı yazmayı öğrenmiştim. 4 yaşındaydım. ev nüfusu kalabalıktı. babannem, dedem, küçük amcam ve küçük halamda bizimle birlikte yaşıyorlardı. kalabalık bir ailenin tek çocuğuydum. daha o yaşlarda eve giren her gazeteyi resimleriyle birlikte sayfa sayfa incelermişim. (kısmen hatırlıyorum) elinde gazete okuyan birini görünce hemen tepesine çıkıp, işaret parmağımla göstere göstere "orda ne yazıyor, burda ne diyor, bana bunu okusana, bana şunu anlatsana..." diye diye kimseye rahat vermezmişim. rahmetli dedem buna dayanamayıp bana kucak dolusu defter kalem taşıyıp, sağdan soldan öğretmen arkadaşlarından ilkokul fişleri bulup üşenmeden bana okumayı ve yazmayı öğretti.iki sene sonra birinci sınıfa başladığımda sular seller gibi kitaplar, gazeteler okurdum. eğitim hayatıma sınıf öğretmenimin asistanı olarak başlamıştım. "git kızım buna göster, git kızım buna hecelettir" diye diye daha o yıllarda üzerime sorumluluklar bir bir yüklenmeye başlamıştı. sonrasıda hep öyle devam etti... ve ben hayatımı gazete küpürleriyle geçirdim. gazeteci olmam bir seçim olmamıştı benim için... hikayemi bilen yakınlarımsa "gazeteci olmaz gazeteci doğulur" diye bıyık altından laf sokuştururlar bana bu yüzden. ama gel görki içimdeki meslek aşkı kadar güçlü ve büyük olmadı başarılarım... babam hep memuri bir hayatımın olmasını istemişti. vakitli gidip geldiğim bir mesai saatim, düzenli maaşım olsun aldığımı verdiğimi bileyim istemişti. bu hiç bana göre değildi. içimdeki "deliyi" öldürüp babamın istediği "akıllı" insan olamazdım. olmadımda. şimdi babam beni sallamıyor, ne iş yapıyorum kimlerle çalışıyorum ilgilenmiyor, iş görüşmelerimin sonucunu merak edip sormuyor bile... onun istediği akıllı insan olamadım ya, bana olan bütün güvenini bütün samimiyetini ve en kötüsü bütün dostluğunu kaybetti. ve malesefki artık bende öyleyim... babam akıllı küçük kızını bende kahramanımı kaybettim... daha önce yaptığım gibi sanırım bana yine, yollar, başka yerler, başka evler gözüküyor... bu kaçınılmaz ayrılığa karşı koyacak gücüm yok artık...
neden büyüdüm baba ben, işsiz idealist bir gazeteci olmak için mi? yoksa varlığında seni kaybetmek için mi?

7 yorum:

SCHIZOPHRENE dedi ki...

Büyümek çok sancılı bir şey. Ben farklı olmayı hayal etmiştim, oldum da, ama eksik hayal etmişim, fark yaratamadım henüz.

Hayallere dikkat etmek gerekiyor nedense....

_zAhİr_ dedi ki...

hayır yaa :( bir gün seninle gurur duyacak baban ve bunu 'benim kızım istediği gibi olmayı başardı' diye hissedecek!bozma sen gönlünü ...

bu yazdıklarını okusa,bilse hissettiklerini...

orange hero dedi ki...

varlığında kaybetmek mi kötüdür , yokluğunda hissetmek mi "baba"yı ?
bunu çözmek istiyorum ama çözersem de canım çok yanacak ..

Sinirli Prenses dedi ki...

Yaş 18 e kadar sorun yok hatta elimden gelse yılları iteklesem çabuk geçsinde 18 olsam diye bir derdim vardı.Ama gel görki Sevgili Rapunzelcim ben yirmibeşi nasıl gördüm o aradaki yedi yılı kim yaşadı hiç hatırlamıyorum.a.q. Zaman :)

asiçiçek dedi ki...

neden yaaa!bence en güzel mesleği seçmişsin sen bir insan gazeteci doğmaz gazeteci olur insanlar sırf başkalarının hoşnut kalması için değil kendileri istedikleri için seçim yapmalıdır ve bence sen doğru olanı yapmışsın evet ülke şartlarında iş bulmak biraz zor ama karamsar olma hiç beklemediğin anda bir umut ışığı görürsün umarım o ışık senin yolun olur.

Adsız dedi ki...

Merhaba tesadufen ugradim bloguna yasina bakmadim veya yazmiyordu yurt disinda yasiyor evli ve iki kizimiz var.oncelikle yazilarin anlamli ve profosonel tebrikler.bencede sen gazeteci olarak dogmussun:) derim derim ama bir taraftanda babana uzulurum.Eger baban iyi ailesine duskun biri olmussa hep onu kirmamani oneririrm yani onu hep sevmissen ve kaybedersen cok aricaksin keske yanimda olsaydida bana yol gosterseydi diceksin bu kacinilmaz.bizim evdeki kizimla dururmumuz ayni babasi kizimizla oyle bir ilgileniyorki sonra hayal kirikligina ugrayacak diye korkuyorum esim icin.30 yasindayim ben buarada.benmi ben herseyin farkindayim herseye hazirlikliyim yani bir gun cikip hayir anne! bu! dicek diye korkuyorum ama gercekler boyle herkes bu donemleri yasiyor.kizim uc yasinda simdiden bana karsi cikinca dokunuyor yani okadar hassasim artik buyuyup bana karsi cikinca ne yaparim hic bilmiyorum.neyse bekleyip gorucez.Tek onerim sana saglikli bir ev hayatiniz varsa annen ve babanin gonlunu hep hos tut hic bir yere gitme yaban eller sana yar olmaz acimaz,annen babandan baska.birde cocugun olunca beni daha iyi anlarsin:)bu laflari cok duymussundur sen..yani dicem yapmak istediklerini yap ama ana babadan kopma onlari alistir hep sevdigini goster.inan 30 yaslarinda herseyin farkina varacaksin hayatini kendin duzene koyacaksin ben bu yaziyi okuyunca bunu anladim.gerisi sana kalmis

annen baban senin kucukken hic uzmediyse onlara git tekrar saril

sevgiler uzun oldu

DeliRapunzel dedi ki...

siniri bozuk; evet büyümek hakkaten sancılı bir dönem... hepimiz farklı olmayı hayal ederken geldiğimiz nokta bambaşka bi yer olabiliyor, yine de ihtiyacımız olan tek şey hep olduğu gibi zaman....

zahir; hislerimi bir sorsa, sormuyor bile artık... eskiden böyle değildi, ben hayallerimden vaz geçmedim diye o bana ilgisinden ve güvenmekten vazgeçti.. en çok bu üzüyorya beni..

velvet vamp; sanırım yaşadıklarımıza göre ikiside ayrı acılar veriyor.. çözmeye çalışma hiç... seni anladım.

sihirli prenses; ne yazıkki öyle bende hep aynı şeyi hesaplar dururum... ne kadar çabuk bitti gökkuşağı zamanları değil mi?

asiçiçek; mesleğimden şikayetçi değilim, sadece işimi yapamadığım için mutsuzum. zaten ülke şartlarına göre ümit edecek olursak yaşadığımıza bile şükretmek lazım. teşekkür ederim. umarım o dediğin ışık hepimizin yoluna düşer...

Ve merhaba ADSIZ; hoşgeldin mekanımıza... söylediklerin için öncellikle teşekkür ederim. mesleğimin inceliklerinden uzak kalmaya çalıştığım tek yer burası aslında. genelde alalade yazmaya çalışıyorum içimden geldiği gibi ve fark ederseniz hiç bir yazımda güncel konulara değinmemişimdir. haber niteliğinde yazılardan ve habercilik adına yapabileceklerimden uzak duruyorum...
tavsiyelerin için çok teşekkür ederim. aileme gereğinden fazla özen gösteriyorum, onlar benim en kıymetlilerim, zoruma giden tercihlerimden dolayı babamın bana olan tavrı. 25 yaşındayım ve eminimki ömürleri yettiği sürece benim için hep en iyisini isteyeceklerdir. dediğin gibi yaşım 30u bulmadan bi çok şeyi farketmek zorunda kaldım zaten. anne olmadım ama annelik duygusunu kısa bir sürede olsa içimde yaşadım. umarım evlatlarını güzel bir gelecek bekliyordur ve ömrünüz hep bu günlerdeki gibi huzurla ve bir arada geçsin...
keşke seni ziyaret edebileceğim bi blogun olsaydı... olursa mutlaka haberim olsun... her zaman beklerim ;)