Pages

30 Kasım 2008 Pazar

Daha kaç sıfır yenik başlar ki bir insan hayata?


kafam güzel, bi dünya içmişim, harunla fenerbahçe beşiktaş maçını izledik galatada, yine bana çok fena yenildi. 5-3 ve 4-0 tavla yenilgisinden sonra birde bjk nin fenerbahçeye yenilmesi harun için bir yıkım olmuştu:) sonra canlı müziğe takıldık epey bi, mekanda iki masadan biri biz olduğumuz için bütün istek parçlar bizimdi...
çok içtik çoook.
sonra galatdan çıktık aptal şapşal gülüşüp 8 çizdiğimiz köprü yolunda bir sürü flu fotoğraf çekmişiz:)) köprünün üstüne çıkıp taksiye bindik, harun hızını alamayarak galatasraylı olan taksi şöförüne başladı hakeme sövmeye, bir yandanda bana çatmaya devam etti. yok efendim 10 kişi kalmışlar sahada, yok hakem 2 gole ofsayt vermiş yok hakemde bizdenmiş 12 kişi oynamışız maçı fln filan:))) benim keyfime değcek yok. havam 1500:)) şöförse bize gülmekten arabayı kullanamaz durumda:)) harun benden daha çok içtiği için onun yolu bulabilmesine pek imkan yoktu. önce ben onu eve bıraktım. sonrada galtasarylı şöför amcayla yolumuza devam ettik, derken şöför amca, muhabbetimize bayıldığını, farklı takımları tutan iki sevgilinin!!! birlikte maç izleyipte bu kadar eğlenebilmesinin ne kadar güzel olduğunu anlatmaya başladı!!!!
"hooooop" dedim!!! "o benim eski okul arkadaşım biz sevgili değiliz" dedim, aynadan bana bakan muzip gülümsemesiyle "sevgili olmadığınızı farkettim zaten, sana başka türlü bakıyordu çocuk, farklı bir tebessümle bakıyordu gözlerinin içine, bence sende onu sev, sevilecek biri o, sevgi-li olun" dedi. evin önüne geldik. taksimetredeki rakamları zar zor seçip parayı uzattım şöför amcaya. "iyi akşamlar galtasaraylı şöför amca" dedim. ikimizde güldük. apartmanın önüne geldiğimde bir süre düşündüm. görmezden gelmeye çalıştıklarım yolumu kesmişti. harunun savunmasızca gözlerime bıraktığı tebessümlerin bir anlamı vardı evet, ben ne kadar görmezden gelmeye çalışsamda olmuyordu. maçı izlerken ben gözlerimi dikmiş pür dikkat alexten ronldodan gelecek golleri beklerken, onun kafasını çeviripte dakikalarca beni izlediğini maç bitipte şarkılarla içkilerimizi içerken her şarkıyı bana armağan eden sözlerini, zil zurna sarhoş olupta birtürlü masadan kalkmak istemeyişini, uyuz olduğu sarı lacivert fenerbahçe atkımı her fırsatta kendine doğru çekiştirmesini anlamamzlıktan gelerek çok mu aptalı oynadım? ama hayır olamaz, olmamalı.
o yaralı ve yorgun bir savaşçı. hayata yeniden tutunabilmesi için onun yanında olarak hatamı ettim? hayatının en zayıf döneminde karşısına çıkan can yeleği olamam ben onun. zaman böyle istememişti çünkü...
harun çok erken bir evlilik yapmıştı. karısını çok sevmişti. daha on aylık evliydiler ve karısı 5.5 haftalık hamileydi. bir sabah aniden olduğu yere yıkılıyor dünyalar güzeli karısı. sonra haberi geliyor, o dünyalar güzeli kadın bitkisel hayatta. farkedilmemiş ve gecikilmiş bir beyin tümörü herşeyi bir anda alt üst etmişti. on gün bitkisel hayatta kalan karısı bebeğiyle birlikte dünyaya gözünü yumdu. bunlar olup bittikten 1 yıl sonra karşılaşıyoruz okuldan sonra ilk defa. anlattığında inanmak istememiştim kahroldum. harun'da dünyadan elini eteğini çekmiş yüzü kaşık kadar kalmış, konuşmayan ve gülmeyen bir adam olmuş, okulda taktığı gözlüklerin yerini lensler almıştı, ama onun yerine gözlerine bıraktığı puslu acı asılı kalmıştı. hayat onu yormuştu. çok belliydi. kafasını dağıtması ve biraz olsun hayata dönebilmesi için daha önceden de görüştüğümüz okul grubumuzun bütün aktivitelerine onuda katmıştık ve artık yaptığımız çeşitli mangal fasıl bowling konser etkinliklerimize hepberaber devam ediyorduk. arada bir iş çıkışı "hadi bi kahve içelim" li sohbetlerimiz ikili devam etmeye başladı. bu sürede harun'un hayatındaki durağanlık ve yalnızlığın keder perdesi biraz olsun hafiflemişti... derken bu günlere geldik.. ve o galatasaraylı taksici amca bana bunları söyledi; "sevgili olmadığınızı farkettim, sana başka türlü bakıyordu çocuk, farklı bir tebessümle bakıyordu gözlerinin içine, bence sende onu sev, sevilecek biri o, sevgi-li olun"
olamayız ama....

3 yorum:

y i ğ i t dedi ki...

hikaye hüzünlü acıklı ama
bu 8taşın gollerinin bariz ofsayt olmasını değiştirmez efem..
+ 10 kişi kalan takım daha hırslı oynar her zaman daha tehlikelidir
++ salak fener yaslanmasa o maç 6saray maçından beter olurdu. bkz:6-7

DeliRapunzel dedi ki...

hay ağzını seveyim yiido:)) aynen bende bunları söyledim ona ama anlmadı:)) bildiğin 8taşlı işte:))

orange hero dedi ki...

Taraflı yorumlar bunlar arkadaşlarım =)
daha önce beşiktaş'ın bir "kadıköy hatırası" var ki , tadından yenmez .. daha önce galatasaray'ın da bir uefa kupası şovu var ki , hiç ama hiç tadından yenmez (:
eh , Azize buna tesadüf demişti ama olsun :))
ve şu beşiktaş'a da 8taş diyenlere nedense uyuz oluyorum , galatasaray'a 6s diyenlere uyuz olduğum gibi .. ahah , alınmayın ama öyle (:

tarihini bilen fenerbahçeli arkadaşlarım , 8-0 Helsingborg hezimetini de biliyorlardır eskilerden =)

ve galatasaray'ın 7 kişi fenerbahçe'yi kaç kaç yendiğini de biliyorsunuzdur umarım =)

Tarafsız yorumlara her zaman açığımdır ..
Sevgilerimi sunuyorum sizlere (: