Pages

25 Nisan 2009 Cumartesi

"hangimizi kokluyordu? " "ölüler şaka yapar mı?"


dün gece pe.yot.eydik. harun, tuna ve ben. her zaman ki gibi, barın köşesinde hani. üçledik köşeyi. volum yükselene kadar sohbet ettik havadan sudan. sonra epey bi içtik, dans ettik. geç vakitti eve geldik. sabah beni yine öpücükleriyle uyandırdı. gözlerimi açamıyordum. uykumu açmak için gıdıklıyordu durmadan, ben güldükçe o da gülüyordu. harun'un beni en çok sabahları sevdiğini düşünüyorum bazen. onca kavgaya onca gerginliğe rağmen her sabah beni öpücüklere boğarak uyandırması güne güzel başlayacakmışız gibi geliyor her defasında ama yine her defasında fiyaskolar bırakmıyor bir türlü peşimizi. ...kalkıp içeri gitti. ben bi süre daha uyanmaya çalışırken yatağın içinde dizlerimi çeneme doğru çekip ellerimi sarmış ne düşündüğümü bilmeden oturuyordum. belkide biliyordum.yada en iyisi itiraf edeyim. bu odanın ve evin çeşitli yerlerindeki fotoğrafları düşünüyordum. kalbime iğne gibi saplanan o bakışlardan kaçamıyordum. hangi odaya girsem beni görüyor, beni takip ediyordu sanki. en çokta yatağın çaprazında duran komidinin üzerindeki fotoğraf. ne zaman yatak odasında o fotoğrafla göz göze gelsem. hissettiğim tek duygu, ikimizinde birbirimizi nasıl kıskandığımızdı. ikimizde aynı adam tarafından seviliyorduk. aramızdaki farksa onun ölü, benimse canlı olmamdı. harun'un ölen karısı ve ben... ikimizde böyle olsun istemezdik ki. belkide ikimizde olmamız gereken yerlerde değildik. o ölemeyecek kadar güzeldi, bense onun bize bıraktığı yükü taşıyamayacak kadar yorgun ve yıpranmıştım. onun ölümüyle harun'a bıraktığı yokluğu bende var olmuştu. harun'un o fotoğraf çerçevelerini kaldıracak cesareti, benimde de artık bir ölünün göz hapsine tahammülüm yoktu. beni sevdiğini biliyordum, agresifliklerinin ardından, bana her sarıldığında pişmalıklarınıda.
unutmaya çalışmasını, yada unutmasını beklemem bencillik olur evet ama alışmış gibi gözüküpte hala onu yaşatmaya çalışması beni eziyor.
ilk zamanlar anlayışla karşıladığım, hatta beni hiç rahatsız etmeyen evin hertarafındaki o fotoğraflar şimdi huzursuzluğumun ve üşümelerimin sebebi. harun mutfakta çay koyuyordu kahvaltı için, ben üşümeye başladım. sonra birden gözlerim tuvalet aynasının önündeki parfüm şişelerine takıldı. henüz bir kaç gün önce aldığım parfümün aynısından duruyordu. ya daha önce farkedemedim, yada saklı olduğu yerden yeni çıkarıldı. şişenin dibinde iki parmak kalınlığında kalmıştı. eski olduğu beliydi. nasıl olurdu ki bu? şimdi biz onunla aynı parfümü mü kullanıyorduk? yani şimdi iki gündür, boynumda farkında olmadan ölen karısının kokusunu mu taşıyordum. sanırım asıl soru şu; hangimizi kokluyordu?

11 yorum:

Pilli Petro dedi ki...

:(( cidden zor bi durum ya işin zor o psikolojinin altında kalmak fena bişi olsa gerek.

ama şu var sadece koku değildir kişileri akılda tutan hatırlatan. ben sevdiğim adamların kokularını hiç duyumsamıyorum unuttum gitti, sözler ve de karşımda duruşları aklmda kalan her şey silinir, kokular gelir geçer yaşantı kalır. ve en önemlisi her yaşantı bir öncekini kapatır yeri gelir siler atar.

zamana bırak derim ben. anı yaşa başka bir "bu an" yok :)öperim çok .

Dilcun D. dedi ki...

Off, çok yıpratıcı bir şey bu. "Zaten yorgunsan, daha fazla yorulmanın manası ne?" demek istiyorum ama ben senin yerinde olsam muhtemelen ben de sürdürüyor olabilirdim ilişkimi.

O yüzden üşümelerinin azalmasını, huzursuzluklarının şu veya bu şekilde bitmesini diliyorum...

Camilla dedi ki...

canım sacmalamayı bırak, düsünme bunları. sen harunu tanıyorsun, eminim öyle biri olsa sen bırakırdın. o yüzden uzaklas bu düsüncelerden.

DeliRapunzel dedi ki...

Camilla'cımm; kalplerimiz ne kadar birmiş canım ya, tam seni düşünüyordum. biyerde ismin çarptı gözüme açıp bakayım diye düşünürken yorumun geldi..
biliyorum haklısın ama elimde değil, dayanamıyorum artık o bakışlara. huzursuz oluyorum. sanki gitmemiş gibi, sanki ikimizden biri fazlaymış gibi...
öyle işte:(

Bekriya'cım; evet canım çok zor. zaten kolayını yaşamak bana hiç kısmet olmadı nedense.
bende senin tam tersini düşündüm hep. kokular benim için çok önemli oldu hayatım boyunca. her insanın ait olduğu bir kokusu vardır mutlaka. ve insanları bir zaman sonra kokularıyla tanımlayıp hatırlayabiliyorum. bu da çok ciddi bir tahammül gerektiriyor. bende seni öptüm çok;)

dodo'cum; ilişkimi bitirmek için bi gerekçe değil şu an seninde dediğin gibi. işin kötü yanı şimdiye kadar görmezden geldiğim çok önemli bişeyi farkettim. herşeye ve onca şeye rağmen vazgeçemiyorum...
sağol güzel dileklerin için..

merlin dedi ki...

bence esi o kokuyu harun sevdigi icin kullaniyordu. dolayisiyla panik yapacak ya da kimi kokluyordu diye merak etmenin anlami yok. harun da cok guzel birsey yapip sen bu kokuyu secmene ragmen gelip en ufak birsey dememis. usul usul koklamis. valla cok hosuma gitti

DeliRapunzel dedi ki...

merlin; ne güzel pozitif düşünmüşsün, sanırım biz kadınların erkekleri anlayabilme yolunda mutlak bir erkek bakışaçısına ihtiyaç şart. umarım dediğin gibidir, teşekkür ederim...

meltem dedi ki...

çok çarpıcı!! yani beni çarptı sabah sabah.. ne kadar güzel yazıyosun biliyomusun okurken izlediiğim bi filmin bi sahnesini hatırlamış gibi oldum..
ama zor bi durum gerçekten ikiniz içinde.. ama böyle düşünmemeye çalış bence.
merlin ne kadar güzel demiş, düşününce hak vermemek mümkün değil..

nur dedi ki...

canım, sonuna kadar katıldım merline. harun seni koklayıp yabancı hissetmediğine, sana bir şey söylemediğine göre o artık senin kokun. ne kadar güzel bir şey yaşıyorsunuz, lütfen kendini üzme bu düşüncelerle..

foodbynil dedi ki...

sorgularsan mutsuz olursun ve mutsuz edersin.

kırmızılı dedi ki...

Böyle bir durumda ben hiçbirzaman emin olamazdım onun yerine mi koyuldum yoksa beni mi seviyor,hele o fotoğrafların arasında yaşamak sanki bi kabusla yaşamaya alışmak gibi olmalı,tamam hiçkimse çok sevdiği biri hele hele erken öldüyse unutamaz ama seni de düşünmesi lazım bence,sevdiğim adamın yatağında uyandığımda onun eskiden sevdiği kadını görmek...off bilmiyorum empati yaptım da gerçekten çok zor olmalı senin için...ne desem bilemedim kuzu ya.Allah kolaylık versin...

Adsız dedi ki...

itiraf, yazını okumadım ama artık kendimi "şanslı" hissetmeye başladım :p
"me..kısa bi süre yayındayız.."