Pages

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Dönüşüm.... / Ayrılık sonrası...

Kısa zamanda çok uzun yollardan geçtim, daha önce defalarca yaşamama rağmen bir çocuğun tecrübesizliğinde kafamı duvarlara vurdum. Hayatta tecrübe diye bir kavram olmadığını öğrendim. Ne kadar yalvarırsan yalvar, yada ne kadar istersen iste tanrıdan, seven kalplerin bazı şeyleri olduramadığını öğrendim. Ağlamakta değiştirmezmiş bir çok şeyi, göz ve yüz kaslarını yormaktan başka. Fotoğraflar, anılar, şehirler kaçılması en imkansız olanlarmış. Çaresizliğine verilen tesellilermiş, “aslında ne kadar güçlü bi insan olduğum” yalanı. Teselliler gerçek ama işe yaramazmış. Dost dediklerinin bazılarının kapısı hiç olmadığı kadar açılır, bazısının ki ise pusuya yatmış çakal sessizliğinde kapalı kalırmış. Ayrılık, bazen yenilgi, bazen saplantı bazende tutkudan deliricesine aşık olduğunda vazgeçemeyeceğini anladığın anda hiç bir pişmanlığa benzemediğinde, kaybedecek hiç birşeyin kalmadığında acı verirmiş, ama illaki, hepsindende ayrı ayrı acıtırmış. İki göğüs arasında sıkışıp kalmış ateş parçasını söküp atamamakmış.
Evet, kısa zamanda çok uzun yollardan geçtim, bazen dostlarımlaydım bazen tek başıma. Yaşadığım ayrılık acısını dindirebilmenin çeşitli yollarını denedim, kalabalıklarıda gördüm, boş duvarlarıda. Şişeleride devirdim çokça. Hiç bir içki sarhoş edemedi beni. Sabhın beşi gecenin üçü kapılarına dayandım. Artık sevgilim olmayan bir adamın “alışırsın, bensiz daha mutlu olacaksın, beni topladın şimdi sıra sende, toparlanacaksın”sözleriyle kollarında kokusuyla uykulara daldım. sabah olunca herşey düzelir sandım, bütün gece saçımı okşayıp koklayanın, gün ışıyınca nasıl taş kesildiğini anladım.
Şimdi, döndüm, daha güçlü olmak istemiyorum... hayatıma kaldığım yerden devam etme yalanına kendimi inandırmaya çalışmıyorum, çünkü biliyorum, kaldığım yerde hayat çok değişti, ne gözler ne kulaklar inanır bu yalana. Sadece dilimdeki bu kekremsi tadın, iki göğsümün arasında ki ateşin bi an önce hayatımdan çıkıp gitmesini bekliyorum. Yorgunum ve telaşsızım. yetişecek, yetinecek, yetecek yerlerim yok... o herkesin tek umudu olan, en gerçek yalana, zaman yılanına sarıldım, bekliyorum... Geldim. Döndüm. Yokluğumda cevap veremediğim halde benden desteğini esirgemeyen bütün dostlarıma çok teşekkür ederim, iyiki vardınız. Yeniden aranıza dönebilmek ne güzel...

12 yorum:

Missipipi dedi ki...

ya ben bu erkekleri anlamıyorum rapunzelim
o diilmiydi peşinden koşturup duran seni başlamaya ikna eden? noldu şimdi?bu kadarmıymış sevgisi?kolaymı bu kadar yaa
sinir oldum..

Kedi Narnia dedi ki...

rapunze,l bence senin kendini birazda olsa nadasa bırakman gerek. geçmişinde ölü aşkları olmayan kendini gömdüğü halde sevgisini bir türlü gömemeyen adamlardan uzak durman gerekir. ne zamandır okuyorum seni. akıllı bir kadına benziyorsun. gece saçlarını okşayan adamın sabah kalktığında nasıl olacağına dair öncesinde sezgilerinin bilmiş yada bilecek olması gerekir... bazen sadece kalp sesini dinlemek mutluluğa gitmek değildir... kendimden biliyorum. çok mücadele ettim mantık ve duygularımın arasında... sabah kalkan adamın taş kesileceğini bende seziyordum henüz hiç bir şey yaşanılmadan...

yeni bir sayfa aç kendine... denenmişleride asla deneme... mutlaka dışarda bir yerlerde seni bekliyor sadece buluşmanız gereken zamana var daha hepsi bu...

hemen silkelen ve yas tutmanın süresini abartma hiç... uzattığın sürece acı çekersin...

Pilli Petro dedi ki...

hoşgeldin :)

Fake ID dedi ki...

bravo... kustuğum bloguma benzer şeylerin hesaplarını verirken senin başlığın dikkatimi çekti.
kendi kendime yazarken tuttuğum göz yaşlarım seninkilerle birlikte aktı... sevgi, sevmek her şey demek değilmiş işte! sadece tek taraflı severek olmuyormuş işte!
içimizde birikmiş kocaman bi sevgi var ve bundan sonraki kişi ilk kim olacaksa çok şanslı olacak bence :)
zamanın gerektirdiklerini yaşa, yasını tut; ama sonra gülsün güzel yüzün...

OlurÖyle dedi ki...

ooff...biri daha çekmesin şu lanet kahrolası geçmez acıyı..
üstüne görüntüler bindiriyorum ama bu yazı sildi süpürdü hepsini. ve evet nadas yöntemi işe yarıyor.

Adsız dedi ki...

bissürü şey yazarım ama hiçbirisi bi anlam ifade etmez

DeliRapunzel dedi ki...

Missisipi; evet canım ta kendisiydi, belkide hata bende bile bile kabullenmişim herşeyi, içimden bi ses biliyordun böyle olacağını şimdi çek diyor ama çaresi yok artık...

Dolphincim; seçimlerimiz ne kadar bize aitte olsa bazen kontrolden çıkıyoruz ve bütün bir geçmişini kitap gibi bildiğim bi adam aşık oldum, yukarda da dediğim gibi bile bile yapmışım bunu kendime çok zaman sonra farkettim. akıllı bir kadın, asla aşık olmayan kadınmış, aşık olsa bile ayrılık acısını böylesine yaşamayan kadınmış. ben koca bi aptalmışım. aklıma mıçayım demekten başka bişey gelmiyor elimden..
yeni sayfa açmak konusunda nadası tercih ediyorum. kimseye verecek heyecanım kalmadı, kapılarımı kapatmasamda kimseyi çağırmayı düşünmüyorum, sağol bitanem desteğin için... bencilce olucak belki ama şu an ki psikolojimle düşündüğümde birilerininde benim yaşadıklarımı yaşamış olduklarını bilmek kendime uyguladığım tedavide cevap veren en rahatlatıcı yöntem... iyiki varsınız, umarım hiçbirimiz yaşamayız birdaha böyle acılar...

Bekriya; hoşbuldum bebeğimmm, mailini aldım, ağlaya ağlaya okudum cevap verecek durumda değildim kusuruma bakma ama beni ne çok mutlu ettiğini bilemezsin.. seviyorum seni...

Fake; hoşgeldik ikimizde...;)
sevgi, emek gibi kelimeler öyle anlamsız geliyor ki bana artık bi anlam katagorisine bile sokamıyorum onları... içimizde birikmiş sevgi kadar öfke de var, gelecek ilk kişi şanslı mı şanssız mı onu zaman göstericek bakalım :)

Karakutu; umarım canım kimse çekmesin ama kaçınılmaz işte, keşke elimizde olsa da kurtarabilsek kendimizi ve başkalarını... nadas iyi fikir bencede...

fosforlucevriye; canım ne demek ifade etmez, yorumlarınızı tekrar tekrar okuyorum ben, her defasında farklı anlamlar çıkartmaya çalışıyorum, inanın etrafımdaki insanlardan daha etkili sizin paylaşımlarınız, samimiyet başka bişey mirim.. sen yaz ben onları ifadelendiririm. ;)

Adsız dedi ki...

adam resmen bencillik örneği sergilemiş,alışırsınmış.seninle neredeyse çok benzer şeyler yaşadığım için bugünlerde çok iyi anlıyorum seni.senin güçlü biri olduğundan emin.rezzan kiraz demişti de inanmamıştım çok ilişki sarsılacak bu merkürden diye haklıymış kadın,sarsılmadı yerle bir etti.içinde ona söyleyecek cümleler bırakma ki acısı kalmasın yüreğinde.bunu yaparkende onu sevdiğini unutma,yaşanmış ve bitmişte olsa...

etipuf dedi ki...

ayrılık günlerinde en çok yaptığım şey murathan mungan okumaktır...

yaz geçer kitabında ayrılığın her hali mevcuttur...

"Bana zamandan söz ediyorlar
Gelip size zamandan söz ederler
Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
Dahası onalar da bilirler.
Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler.
Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki
hançeri çıkartmak, Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak
kolay değildir elbet.
Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.
Zaman alır.
Zaman alır sizden bunların yükünü
O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, açılar dibe
çöker.
Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir.
Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O boşluk doldu sanırsınız
Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.

Gün gelir bir gün
Başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
O eski ağrı
Ansızın geri teper.
Dilerim geri teper.
Yoksa gerçekten bitmissinizdir.

Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi
kavranır.
Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır.
Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır.
Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır
Ölmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
Günlerin dökümünü yap
Benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini
Kim bilebilir ikimizden başka?
Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış
Bir ilişkiyi, duyguların birliğini,
Bir aşkı beraberlik haline getiren kendiliğindenliği
Yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız her şeyi bir düşün
Emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya
Şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor
Orada olmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
Bunlar da bir işe yaramadıysa
Demek yangından kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda.

Bu şiire başladığımda nerde,
Şimdi nerdeyim?
Solgun yollardan geçtim.
Bakışımlı mevsimlerden
İkindi yağmurlarını bekleyen
Yaz sonu hüzünlerinden
Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim
Geçti her cağın bitki örtüsünden
Oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından
Bakarken dünyaya
Yangınlarla bayındır kentler gibiyim:
Çicek adlarını ezberlemekten geldim
Eski şarkıları, sarhoşların ve suçluların
Unuttuklarını hatırlamaktan
Uzun uzak yolları tarif etmekten
Haydutluktan ve melankoliden
Giderken ya da dönerken atlanan esiklerden
Duyarlığın gece mekteplerinden geldim
Bütünlemeli çocukluklarıyla geçti
Gençliğimin rüzgara verdiğim yılları
Gökummaların ve içdökmelerin vaktinden geldim.

Bu şiire başladığımda nerde,
Şimdi nerdeyim?
Yaram vardı, bir de sözcükler
Sonra vaat edilmiş topraklar gibi
Sayfalar ve günler
Işık istiyordu yalnızlığım
Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum
İlerledikçe...Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde
Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden.
Karardı dizeler.
Aşk...Bitti. Soldu şiir. "


çok güzel satırlardır...umut verici biraz da ..yani herkes aynı şeyleri yaşıyormuş diyor insan o açıdan....

çok acıyor ama geçiyor...

themonk dedi ki...

eğer okumadıysan Oruç Aruoba- "İle". Ayrılık sonrası bana iyi gelmişti...

Fake ID dedi ki...

Gene kendi kendime kusarken aklıma geldin... yeni herhangi bişi de yazmamışsın... merak ediyorum nasıl olduğunu :(

DeliRapunzel dedi ki...

fosforlu; ilk zamanlar söyledin söyledin, bi süre sonra hepsi kalıyor bi kenarda. söylesen de bi anlam ifade etmeyeceği için yeni kelimeler ekyemiyorsun içindeki acıya..

Fake ID; sağol canım düşündüğün için... son gelişmeleri yazıp yayınladım. bu arada bende seni okudukça bu kadar benzer şeyler yaşıyor olmanın şaşkınlığı içersindeyim..

eti puf; murathan mungan'ı çok severim ama bu şiirine hiç dikkat etmemiştim, teşekkür ederim paylaştığın için.

onur; kitabı internetten inceledim, en kısa zamanda okunacaklar listeme aldım, teşekkür ederim tavsiyen için..