Pages

25 Temmuz 2010 Pazar

Yaz dizileri ile birlikte yine ergen sorunsalımız da arttı!!!

Aylardır televizyon seyretmeyen bir insan olarak eve geldiğim günden beri televizyon karşısında uyumaya başladım yine. Yazın gelmesiyle birlikte ekranlardaki dizilerde değişmeye başlamış -ki çok geç farkettim. Kanal D'de bir diziye denk geldim. Küçük kadıncıkları ve Aşk-ı Memnu'yu aratmayacak derecede sansasyonel bir hikayesi var. Hikayeyi tam izlemeden hemen Gossip Girl'in çakması olduğunu anlamak zor olmadı. Ortalaması 17-18 yaşlarında olan bu liseli abla ve abilerimizin, dehşetengiz entrikalı yaşamları, paraya "bok" dedikleri ailelerinin varlıkları ve nüfuzlarıyla sosyetenin daha çocuk denecek yaşlarda gözde isimleri haline gelmiş hayatları anlatılıyor. İstanbul Erkek Lisesinde çekilen dizide, kızların formaları, yapılı saçları ve vamp kırmızısı rujları erkeklerin kravatları, iddaları!, okulun bahçesindeki lüks ötesi arabaları insanın gözüne gözüne sokuluyor. Ailelerin yaptıkları en iyi şey çocuklarını para ve gösterişle, onlara sundukları imkanlarla mutlu ettiklerini sanmaları. Hayatları kolay gibi görünsede, ergenlik döneminin çok çok ötesinde 30 yaş üstü yetişkinlerin yaşadıkları olaylara hakimler.
Birçok şeyi kendi içerisinde daha aşamamış bir ülkede NewYork açılımlı bir diziyi bizim gençlerimizin ve ebeveynlerinin sindirebilmesi çok zor. Zaten kişilik bulma olayını çok zor tamamlayabilen ergenlerimiz, bu dizileri izledikçe ne hale gelecek allah bilir!
Şimdi "bu hayatları yaşayanlar yok mu?" Olmaz olur mu? Hemde nasıll!! Bizzat yaptığım işlerin sebebiyle fazlasıyla girdiğim zamanlar oldu bu hayatların içine. Yaptığım organizasyonlar arasında tekne de doğum günü ve mezuniyet partileri çok oldu bu yaşları kapsayan zengin ve sosyetenin ünlü ailelerin çocuklarıyla. Bunların içinde aynı dizide olduğu gibi cemiyetin ünlü simalarından çok ergene rastladım. Zaten en çok kafa yorduğum kısımda hep bu olmuştur. O 17 18 yaşlarındaki kızların giydikleri elbiselerle yapılı saçları ve makyajları, halleri tavırlarıyla nasıl bir anda 30 yaşına erdiklerini anlayamadım gitti. Yani dizilerde cast yapımında neden bu yaşlara uygun oyuncular seçilmiyor diye düşünmenin bi anlamı yok. Kaldı ki bu dizide de anlatılmak istenenin bu olduğu kesin. Ama bizim insanlarımızın ve ergenlerimizin ne anlayacağını kendilerine nasıl bir pay çıkaracağınıda merak ediyorum doğrusu.
Filmin özetini bir kaç sahnede verebilmem mümkün, şöyleki;
Simsiyah saçları, mankenlere taş çıkaracak bir fiziği ferhunde ve bihteri halt edecek entrika zekası ve o kırmızı rujuyla, sadece hırsları uğruna eldetmek istediği erkekle okul çıkışı bi suitte yatan, sonra o erkeğin, gece gelen telefonla, aslında başka bir erkekle fink atan (ki bunların hepsi aynı okulun çocukları) kızın yanına giden, ertesi gün gece clubune girer gibi her zmaanki kılıklarında okula el ele gelen altlarında son model arabaları kullandıkları sınırsız paraları, yakışıklılıkları ve karızmalarıyla ekranlarımızda boy göstermeleri ve üzerimizde bırakacak etkilerini çok yakında hep birlikte göreceğiz.
Düşündümde Lan, kavak yelleri çizgifilm gibi kaldı bunların yanında :) hani tetem bize biz tetemlere.... durumu vardıya burdada "sevgilim beni terk ederse arkadaşımınkiyle çıkarım onunlada ayrılırsam onun arkadaşıyla çıkarım olmadı eski sevgilime geri dönerim bunalıma girer hepsiyle de yatarım baktım olmuyo bi kaç bölümlüğüne ölür ekşın yaparım sonra geri dönerim. nasıl olsa kankam yeni sevgililer yapar bu arada yine beraber otlanırız" teması üzerine kurulan bir gençlik dizisiydi:) Allah beterinden saklasın ergenlerimizi ne diyeyim...
90'ların çocukluğunu ve ergenliğini yaşamış biri olarak sanırım bizim gençlik dizilerimiz daha bi dişe gelir şeylerdi. Show TV de 1992 yıllarında yayınlanan "İlk Öpücük" vardı. orjinal adı Fransız yapımı olmasından dolayı sanırım premier basier dı. "Kriri aşkım" diye bi karakter vardı hatta :) ve onun hemen ardından yayınlanan Gençlik Rrüzgarları vardı Joanna, Helen, Christian, Cason.... tabi karakteri şu an karıştırıyor olabilmem kuvvetle muhtemel :)
Yani ben bu dizileri geri istiyorum arkadaşlar.... Cesur ve Güzel'in Yalan Rüzgarlarının bile şimdikerin yanında masum kaldığı dizilerimizi istiyorum.... Kendim için değil vala ki:) tamamen toplımsal ergen sorunsalımız açısından:)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

sanırım bu aralar entrikalı, sosyetik, bol lükslü diziler tavan yapıyor..

eskiden töreli diziler tavan yapardı, tüm kanalları nerdeyse töreler sarmıştı

DeliRapunzel dedi ki...

Evet ne yazıkki birtürlü ortasını bulamıyoruz...

celly dedi ki...

Aman ne çekeceklerini bilmiyorlar işte hep aynı senaryolar hep aynı oyuncular..sedace gün geçtikçe biraz daha saçmalıyorlar o kadar..

gwen dedi ki...

"kri kri aşkım" gençlik rüzgarlarının bi karakteriydi. şu afişinde görünen sağ alttaki teksaslı bi hatun olan joanna hemen yanındaki sarı gömlekli lavuk olan christian'a söylerdi :) ben o yıllarda ettienne karakterine aşıktım (en soldaki gülen malak) velhasıl şu anda 38 yaşında bir aile babası. dağlara taşlara vurayım kendimi.