Pages

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Kalbim Ege'de kaldı....





Neden geldim İstanbul'a şarkısı eşliğinde avaz avaz döndüm dün gece. En son yazdığım gibi İzmir'e değilde sürpriz bir şekilde soluğu Çanakkale As.sos'ta aldım. İzmir'e gidişim arkadaşlarla planlarımızın uymaması sonucu iptal olmuştu. En yakın arkadaşlarım beni ekerken bende sadece çalıştığım işyerinden yeni tanıdığım bir kaç insanla tatile çıkma çılgınlığına erdim. Çarşamba günü karar verildi, perşembe günü yola çıkıldı. apar topar, sanki yangından mal kaçırırcasına :) ikisi sevgili paşa ve tuti, birde leon ve ben. 4 manyak arabaya atladığımız gibi düştük yollara. yolda yapmadığımız rezillik kalmadı.  ibremiz 170 180 leri gördü, emniyet kemeri hayat kurtardı:) saat başı durup yemek yedik:) paşa nın önce çanakkale merkezdeki evlerine gittik sabaha karşı, orda uyuyp dinlendik, sonrada  öğlene doğru uyanıp paşanın annesinin kaldığı Güzelyalı'da ki yazlık evlerine gittik, seran teyze kahvaltı masasını hazırlamış bizi bekliyordu. Yayıla yayıla güzel bir kahvaltının ardından denize gittik. O akşam paşanın iki arkadaşı daha bize katıldı, akşam üstüne doğru alışveriş yapıp güzel bir mangal sofrası kurduk, yemek faslının ardından da muhteşem deniz manzaralı terasta muhabbete koyulduk. Aldığımız leziz peynir helvasını daha çok yiyebilmek için kavgalar ettik:)) sonrada yakamozun altında minderlerin üzerinde 6 kişi uyuduk. sabah acı bir güneşle uyanırken kimse uykudan uyanır gibi değildi.... ikinci günümüze yine güzel kalabalık bir kahvaltı sofrasıyla başladık. fazla vakit kaybetmeden arabalara atlayıp As.sos'a yola çıktık.
Akşamdan yer ayırttığımız 
Yel.ken plajına gitti bknz : burada da 15 kişi olduk, bütün gün şezlong ve deniz arasında acaip eğlendik... Herşeyi bir kenarda bırakıp bütün sorunları İstanbul'da unutup hayatımın sonuna kadar o şezlong üzerinde yaşayacağıma inandırdım kendimi...:) :( O gece yine ortak kararımız sonucu iskele üzerindeki şezlonglarda geçirmeye karar verdik. sabah kadar süren denize girmeler muhabbet ay ışığı yıldızlar derken gün doğdu. üçüncü günümüzü de yine hep birlikte aynı şekilde bitirdik. yola çıktığım insanları bir haftadır, orada tanıdığım ve tatilimi geçirdiğim insanları saatlerdir tanıyor olmanın tedirginliği ve rahatlığıyla tuhaf, çılgın ve keyifli bir 3 gün geçirdim. Dönüşte Zeyno'ya geçtim. Erkenden de uyumuşum. sabah eve gelmek için yola çıktığımda İstanbul sıcağı trafiği, bütün bırakılmışlığıyla öfkesiyle üstüme üstüme yürüdü.

Bu arada Mucizeyle de kavga ettik daha doğrusu tartıştık, yola çıkarken konuşmuştuk ama gecenin dördünde vardığımızda ben geldim demek için aramamışım diye dünyanın kaprisini yaptı, hala da devam ediyor. Henüz doğru düzgün konuşmuş değiliz, telefondaki sesimiz gayet sevimsiz, ne zaman nasıl düzelir bilmiyorum . Henüz kendime gelmiş değilim tatil sendromundan çıkamadım. Pencereden bile dışarı bakasım yok o derece yani. Heran kafama esip bu sefer tek başıma atlayıp otobüse yine o cennete kaçabilirim yaz bitmeden uzun uzun tadını çıkarmalıyım...


1 yorum:

A-H dedi ki...

hosgeldin :)
ozendim valla oyle cumbur cemaat samatali ve eglenceli tatili :)