Pages

17 Şubat 2011 Perşembe

aşk tesadüfleri sever evet ama mutlu sonları asla

Geçtiğimiz hafta Aşk Tesdüfleri Sever" i izledim. Papatya ile birlikte gittik. uzun zamandır görüşmüyorduk, ve uzun zamandır birlikte sinemaya gitmiyorduk. ikimizinde beklediği bu film bende tamamen önyargı oluşturmuştu. bunun sebebi ise fragmanlarıydı. fragmanlarında hayatımın filmlerinden biri olan 2003 fransız yapımı jeux d'enfant ın çakması gibi geldi. kendi kendime sinirlendim "yok artık onun da mı çakmasını yaptılar izlemicem işte" diye. Türkiye deki ismi "cesaretin var mı aşka?" olan bu film beni uzun süre etkisi altına almış, nadir filmlerden biriydi. bu yüzden çakmasına, çalıntı haline tahammülüm olamazdı.  tabi bütün homurdanmama rağmen yine de merak ettiğim için ve belki ön yargımın da gereksiz olduğunu görebilmek için izledim.  nitekim öyle oldu. iki filmde ki tek ortak nokta "hazine kutusu" ve "çocukluk aşkı"ymış meğer. çok sevindim ve çok ta beğendim. oyunculuklar çok iyiydi. altan erkekli, şebnem sönmez ve ayda aksel her zamanki gibi işlerinin hakkını vermişler. henüz izlemeyenler olduğu için ve izleyenlerinde senaryo hakkında yeterince yorum yapıp, herşey gibi bunu da çok çabuk tüketip yiyip bitirdiğimiz için hikayeden bahsetmek istemiyorum. ama teknik anlamda yazmadan geçemeyeceğim bir kaç nokta var, birincisi, dönem filmlerinde insanın gözüne gözüne sokulan detaylar bu filmde oldukça doğaldı. nostaljiyi gebertmemişler. mesela özgür'ün çocukluğundan itibaren gelişim gösteren bir müzik seti skalası var. üç ayrı döneme ait müzik setlerini dekor olarak kullanırken, bunların geçtiği dönemleri çok iyi tasfir etmişler. mesela ses kaydı yapan o minik kaset çalar, benimde çocukluğumda vardı. sonra ortaokul dönemimdeki o iki yanında biitişik kolonlu hem radyo hem kaset çalar, ve son olarak ergenlik dönemimizden itibaren bir salon eşyası olarak kullanılan kabinli müzik setleri. işlenişleri gerçekten çok keyifliydi, izleyen herkesin, en çokta 80lerde çocukluğunu 90 larda ergenliğini yaşayanların, bir aşk filmi izlemekten ziyade yakın geçmişlerine yolculuk etmeleri kaçınılmaz olmuştur. kaçırılmadan sinema keyfinde izlemenizi tavsiye ederim.

Soundtrack lere gelecek olursak, tek kelimeyle non stop dinlenebilir, tek şarkılık değil hepsi ayrı ayrı kulağa değer türden. 

filmden aklıma yapışan notlar.
  • deniz'in dedesini evde ölü buldukları sahne (6 yaşımdayken annemle bir gün eve geldiğimizde bizde dedemi koltukta ölmüş bulmuştuk, son nefesini vermek için beklemişti resmen. boynuna sarıldığımda son nefesini vermişti. denizden farklı olarak ben o kadar aptal değildim. ölümle ilk defa tanışmama rağmen dedemin öldüğünü hemen bi bakışta anlamıştım. bu yüzden filmdeki nefesimi tutarak ağladığım benim için en zor sahneydi)
  • deniz'in sevgilisine yaptığı ayrılık konuşması.... hiç o kadar dürüst oldum mu hatırlamıyorum ama "başkası mı var?" sorusu ile de hiç karşılaşmadım. 
  • özgür'ün fotoğraf makinesini satıp arkadaşıyla gitar aldığı sahne. (bende 16 yaşındayken babamın aldığı cep telefonumu satıp arkadaşımla gidip gitar almıştık. son durak mı? tabiki fotoğrafçılık :)
ooo baya da bir tiyo vermişim neyse, geri kalanları da bana kalsın.... :) 

son olarak; aşk tesadüfleri sever evet ama mutlu sonları asla!!!!

4 yorum:

rahat yazar dedi ki...

Evet filmin sonu sürprizli beklenmedik bitiyor bence:) Filmi görmeden kesin ağlayacaksınız dediler ama ben ıssız adamda daha çok duygulanmıştım.

Unknown dedi ki...

bence de ıssız adam daha güzeldi. bu filme birisi tarafından davet edilmiştim ama yine kayıplara karıştığı için bende kıllığına gittim. bekledim acaba bana bir şey anlatacak mı diye. çünkü gitmemi söyleyenden sanki öyle bir tepki almıştım. hayret filim bitti dedim ki yok ya böyle bitmemeliydi hemen bir son yazdım uçak yaptım attım beyaz perdeye...

DeliRapunzel dedi ki...

rahat yazar, evet sonu sürprizli oldu, tahmin edemezdik böyle bir son ama herkesi etkilemesede ıssız adamla karşılaştıralacak kadar kötü değil bence. bende sizin tam aksine ıssız adam da herkes ağlarken ben gülmüştüm, "bu ne ya, adam önce tavladı sonra aşık oldu terk etti terk edince bi daha aşık oldu" deyip geçmiştim. hala da geçiyorum. çünkü bana göre güçlü bir kurgu değil 100 kişiden 98 inin yaşadığı bi hikayeyi ele almışlardı. neyse herkesin türk fimlerinden ve senaryodan anladığı başka olabiliyor. saygı duyarım :)

zaganos; filmi sana ben tavsiye etmiştim benim dışımda da tavsiye eden olmadıysa tabi. öncelikle sana ne anlattığı ne anlamak istediğine bağlıydı izlediğinin. aşka inanmayan bir insan olduğunu söylediğin için "bak gezegende aşk var izle" demekti sana tavsiye etmemdeki sebep hepsi bu :)

Pilli Petro dedi ki...

bu akşam izledim filmi Ankara benim için ayrılık şehri. ve film bitince en son cümlen aklıma geldi "aşk tesadüfleri sever ama mutlu sonları asl" ....