Pages

18 Şubat 2011 Cuma

hay bin depresyon!!

son zamanlarda sürekli bir evde oturma hali, camdan bile kafayı uzatmaya üşenme hali var üstümde. ah ah nerde o  taksim beyoğlu ortaköy kuruçeşme gecelerinin aranan delirapunzeli. 

geçenlerde bi alışveriş merkezinde mağazalara bakarken fark ettim. eskiden gece dışarı çıktığımda giyeceğim türden kıyafetler bakardım kendime, şimdi ne yapıyorum biliyor musunuz? evde giyebileceğim türden pijamalar eşormanlar, pofuduk terlikler falan bakıyorum, üstelik acımasızca alıyorum bunları! yaşlanıyorum azizim.

az önce bir mesaj daha aldım bir kız arkadaşımdan "akşam balancta özlem tekin var gidelim mi?" diyor, hiç cezbetmiyor bile. kılımı kıpırdatmaya niyetim yok. hatta tüm bu eve kapanma durumumun ispatı olarak durmadan puzzle yapıyorum. kendimi puzzle parçalarının arasında kaybetmiş şuursuzca kendimi bırakışımı resmediyorum.

saçlarımı boyamam gerekiyor, hafiften seyreden beyazlarım ve kırılmış uçlarım var, umrumda değil.
gidip görülecek yerler, çekilecek fotoğraflar var, hevesim yok.
okunması gereken kitaplar, izlenilmesi gereken filmler var, uykuya sığınıyorum.
aranacak sorulacak dostlar var, ama kalp kırıklıklarım daha çok.


bütün bu mutsuzluğumun gerçekten ciddi bir sebebi yok! insanlar nelerle uğraşırken ben şımarıkça kendimi cezalandırıyorum...

kim bilir belki bahar gelir, pencereden güneş girer,  çiçekler böcekler falan şenleniveririz. 
olamaz mı? olabilir :)))

Hiç yorum yok: